1 Aralık 2014 Pazartesi

Gitme!

Şimdi gidersen her şey yarım kalacak
Dur gitme
Daha gökyüzünü izleyeceğiz sabaha kadar
Tek tek yıldızları sayacağız seninle
Denizin o huzurlu sesini dinleyeceğiz
Göğsünde uyuyacağım
Gitme!
Daha kolay nefes almak için
Kokunu içime çekeceğim
Korktuğum zamanlarda
Biraz da bahane ederek bunu
Sana sarılacağım
Yüzüne bakacağım
Biraz daha huzurlu olabilmek için sadece
Gitme!
Maviyi seninle bir daha seveceğim
Sabahları sana çay demleyeceğim
En sevdiğin şeylerden alacağım
Ve en sevdiğin yemekleri öğreneceğim daha,
Bana kalırsa
Gitme!
Hüzünlü şarkıları sevmek istemiyorum ben
Seninle bağıra bağıra konserlere gitmek varken
Ağlamak istemiyorum
Sabahlara kadar seninle konuşmak varken
Başkasını hayatıma almak istemiyorum
Senin yerin böylesine güzel hazırlanmışken
Demem o ki
Biraz daha kal
Gitme!
Daha çok güleceğiz seninle
Sevmenin kelime anlamını bir daha yazacağız
Yarım kalmış tüm hikayelere inat
Biz bunu güzel tamamlayacağız
Çocuklarım sana "baba" diyecek
İçimi acıtan ne kadar çok şey varsa
Seninle birlikte sileceğim onları
Gitme
Birlikte daha güzeliz biliyorsun
Tüm bildiklerimi unutturup bana bunu ezberleten adam
Zamanı senin yanında unutmayı öğrenmişken
Yerine kimseyi sevemeyeceğimi öğrenmişken
Sevme sende yerime kimseyi
Gitme...


26 Kasım 2014 Çarşamba

Söylesene Kaç Kadeh Kırıldı Seni Düşünürken?

Tam göğsümün üstünde oturan o öküzü oradan kaldıracak birileri var mı?
Hayır varsa çok ihtiyacım var gerçekten gelebilir mi?
Nefes almamı biraz zorlaştırıyor kendileri
Nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum
Canımı sıkan çok fazla şey var hangisine üzülmem gerektiğini de bilemiyorum
Böyle her şey karman çorman

Ne demiş Müslüm Baba:
"Ne yaptımsa seni unutamadım"
Unutmak unutamamak
Acı çekmek
Karar vermek
Kararları uygulamak
Sonuçların beklediğin gibi olmaması
Düşünmek düşünmek düşünmek
Ve işin içinden çıkamamak

Zamana bırakıyorum her zaman olduğu gibi
Zamanında bir haltı hallettiği yok
Gözünü seveyim birisi çıkarsın beni şurdan
Başka bir şehre gidelim
Başka bir gezegene gidelim
Ya da kalbimi değiştirmek istiyorum yok mu almak isteyen birisi
Fazla yıpranmış 
Biraz kırılmış
Çok dertlenmiş
Ama iyidir yani fesatlık yoktur içinde
Kin beslemez
Sevdiği zaman fena sever
Bir takas etsek şu kalpleri?

Yok yok şart bana şu kafayı bir toparlamak ama nasıl yapacağımı bilemiyorum
Şarkılarda insanı mahvediyormuş daha daha iyi anladım
Kızıyorsun bir de bana çok sigara içiyorsun diye
Kolaysa gel burdan yaşa hayatı biraz da
Gel bu kafayı taşı o bedenin üstünde de içme bakalım paket paket sigaraları
Biraz da dinle şu şarkıları bakalım hayatın ne kadar kolaylaşacak?


25.11.2014

Komik olan ne biliyor musun? Geldiğinde her şeyin çok güzel olacağını biliyorum ama sen bilmiyorsun. Bu sebeple saçma sapan vakit kayıpları yaşıyoruz. Gereksiz insanlara hayatında yer verirken bana verebileceğin ufacık bir yerle dahi mutlu olabileceğimi göremiyorsun. Bu benim için bir sorun mu? Bir açıdan evet bir açıdan hayır.

Evet sorun çünkü mutlu olabilecekken buna izin vermiyorsun. Evet sorun çünkü kendimden eminim ve buna gücüm var bunu görmüyorsun.

Hayır sorun değil çünkü ben alıştım kaybetmelere. Hayır sorun değil çünkü senden sonra birini daha bu kadar çok sevemem demiyorum. Sevebilirim. Biraz zamanımı alır sadece o kadar.

Ben sen gibi değilim. Karamsar değilim. Olamam. Olmamalıyım...
Çok kaybettim, en az senin kadar çok. 
Canımı da çok yaktılar. En savunmasız anlarımda ne kadar yalnız kaldığımı da gördüm.
Yalnızken nasıl ayakta durmam gerektiğini de öğrendim.
Kısacası sana ihtiyacım yok. Sensiz yapamam demiyorum. Çünkü durum kimse için böyle değil. Şimdiye kadar sen yoktun ve ben yine yaşıyordum bundan sonra olmadığında da pekala yaşayabilirim. Ama bir eksik ama bir fazla orasını bilemiyorum. Herkes tek tek giderken ben nasıl bir başına kalındığını gördüm. En sevdiklerimi kaybettiğim gün elimden bir şey gelmediğinde bundan sonraki gidişlerin aslında beni onlar kadar çok üzmeyeceğini de öğrendim. Bu konuda tahmin ettiğinden daha olgunum.

Sadece mutlu olmaya ihtiyacım var. Biraz huzura, biraz güvene. Sende bunları bulabileceğimi düşündüm. Bana bunları verebilirsin diye düşündüm. Tabi ki hayat her zaman insana planladığı şeyleri sunmuyor.

Sevilmemiş olmanın verdiği korkuyla kimseye yaklaşamadığını da biliyorum. Haklısın. Sana kızamıyorum da. Sadece boş yere vakit harcadığın o insanlardan birine verdiğin şansın, küçücük bir parçasını bile ne kadar hak ettiğimi görememen komik :)

"Hayırlısı be gülüm" diyebilmek çok önemli ya. Böyle durumlarda cümle sonlarına gelebilecek başka söz bilmiyorum çünkü ben. Keşkelerim yok, pişmanlıklarım da. Zamana ihtiyacım var. Görebilmen için ya da unutabilmem için. İkisi içinde vaktim var. Seçim hakkı bende olmadığı için beklemem gerektiğinin farkındayım. Ve sana söyleyebileceğim tek bir sözüm kaldı...

"İstediğin zaman lambayı söndür. Senin karanlığını da tanır ve severim."

18 Ekim 2014 Cumartesi

18.10.2014

Anlatmak isteyip de söyleyemediğim çok fazla şey var içimde
Kendime dair hayatıma dair düzene sokmam gereken çok fazla şey
Anlatamıyorum. Hiç kimseye tam olarak derdimin ne olduğunu anlatamıyorum.
Daha ben bilip çözümleyemiyorken başkalarından bana deva olmasını bekliyorum.
Korkuyorum senin acınla yalnız kalmaktan
Oturup yokluğunu düşünmekten korkuyorum
Sensiz kalışımla yüzleşmekten

Sen nasılsın diyemiyorum sana
İyi olmanı isterken, iyiyim demenden korkuyorum
Ben yokken yerime birini almandan korkuyorum
Gülüşlerini başkasıyla paylaşacak olmandan
Benim yerime onunla mutlu olacak olmandan
Korkuyorum işte be
Anlıyorsun sen beni değil mi?
Anlıyorsun.
Bir tek sen vardın hayatımda tutunabildiğim
Sen de gidince tutunacak hiçbir şeyim kalmadı

Bu şarkılar benim sonumu getirecek söylemeden edemeyeceğim
Tamam diyorum düşünme
Takma bu kadar kafana...
Çat bir şarkı çıkıyor karşıma
Gülerken ben en ortasında öyle bir bölüyor ki beni
Yutkunamıyorum
Öylece kalıyorum
Sonra hadi bakalım toparla en başından

Sana anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki. 
Oturup bir çay daha içsek 
Şu Beylerbeyi'nin o en güzel yerinde
İnan bana günlerce kalkamayız o yerden
Ama artık susuyorum
Susmam gerektiği için değil
Susmak zorunda olduğum için 
Biliyorsun...

8 Ekim 2014 Çarşamba

Kafalar Çok Karışık

İnsan bir şeyleri önce kendine itiraf etmeli. Herkesten önce kendine yapabileceği açıklamaları olmalı. İnsanın önce kendisine saygısı olmalı. Bir kez bunu kaybettiğin zaman diğer hiçbir şeyi toparlayamıyorsun. 

Kafam bu ara çok karışık ya böyle önümde gitmem gereken yüzlerce yol fakat hiçbir fikrim yokmuş gibi. Yapmam gereken bir sürü şey ama hiçbirini cesaret ve isteğim yok gibi. Gerçekten uzunca bir zamana ihtiyacım olduğunu biliyorum. O zaman içerisinde ne yapmam gerektiği konusunda ise hiçbir fikrim yok. Hiç böyle olmazdım ben. Her zaman yapacak bir şeylerim bir "B Planım" olurdu. Önümde tüm alfabeyi kapsayacak şekilde planlar yapmam gerekiyor artık. İnanılmaz da bir üşengeçliğim var ki ne siz sorun ne de ben anlatayım. 

Konuşacak anlatacak çok fazla şeyim var. Nereden başlamam gerektiğini bilmediğim.İçimde kocaman bir boşluk var neyle nasıl dolduracağımı bilmediğim. İnsan bir defa bir sorunla karşılaşmaya görsün ardı arkası kesilmiyor sonrakilerin. Teker teker gelin uleyn diye nara atmak istiyorum etrafıma. Fakat evrenin beni pek takacağını sanmıyorum...

Çaresiz hissediyorum demeyeceğim. Çünkü bir çare olduğunu biliyorum. Sadece onu bulmam gerek. Bir şeylerin kararını kendim vermem gerek ve hayatımda köklü değişiklikler yapmam gerek. Cesaretim yok ya. Baya baya korkak oldum ben. Güçsüz kaldım. Karanlık gecelerim çoğaldı da diyebilirim. 

Karşıma birisi çıksa. Sabaha kadar anlatsam; böyleyken böyle oldu, bunu bunu da yaşadım, kafam trilyon... Dinlese beni. Akıl verse. Sonra ortadan kaybolsa her şeyi unutsa çok tatlı olmaz mıydı? Bu ruh hali böyle devam ederse yakında yoldan tanımadığım birini çevirip: sınırsız kahve-çay benden oturup beni bi dinlesene gözünü sevdiğim çıldırıyorum diyeceğim. Az kaldı yani bu yolun sonu orası galiba :D

İyisi mi ben gidip yine uyuyayım. 
Bu da benden size gelsin hadi; buraya kadar gelip okudunuz, dayandınız hediyem olsun.




7 Ekim 2014 Salı

Ne Seninle Ne De Sensiz

"Öyle insanlar vardır ki, 
onlarla yaşamak kolay değildir ama onları terk etmek de mümkün değildir."
Thomas Mann

Ne güzel demiş ama canına yandığımın Thomas'ı. Hiç tanışmıyoruz kendisiyle ancak yaralarıma merhem olmuyor değil bu sözleriyle.

Ne onunla ne onsuz durumunu bu sıralar çok fazla yaşıyor olmamla da bir ilgisi olabilir tabiki. Sanırım hayattaki en berbat durumlardan bir tanesi bu. 

Gitsen gidemiyorsun, kalsan yapamıyorsun. Kafalar fena karışık. Birlikte mutlu gibisin de ama bir o kadar mutsuz da olmuşsun. Güzel şeyler yaşatıyor sana kötüleri unutturmak için. Unutmuş gibi yapıyorsun. Sonra puff. Bir anda her şey uçup gidebiliyor. İnsanoğlu cidden çok nankör ya. 

İyi şeylerin hatrına kötü anılar her zaman silinip atılabilir mi? Bunu bir tartışsak ya. Yazın bana ya cidden mesaj falan atın bir konuşalım, tartışalım, beyin fırtınası yapalım. Kendi başıma bu işin altından kalkamayacağımı biliyorum ben.

Bakın ne demiş Osman Sonant Abim:


"Bozulan şeyleri böyle düzeltmek değil de,
Herşeye yeniden başlamak istiyorum.
Yine o aynı heyecanı,
Ne yapacağını bilmeme telaşını istiyorum."
Galiba bende bunu istiyorum ya. İhtiyacım olan şey bu. Yoruldum artık. Yıkılan her şeyi yeniden ayakta tutmaya çalışmaktan. Benim de çok kırgınlıklarım var. Onları sarıp sarmalamaktan yoruldum. Ne bileyim. Başa sarmak istiyorum birçok şeyi. Baştan yaşamak istiyorum. Belki diyorum o zaman böyle olmaz.
Hayal kurmak bedava nasıl olsa...
Uyusam iyi olacak.
Biraz uyumalıyım.
Gerçekten.

Fena İsyanlardayım

Abi ben mutlu olmak istiyorum ya
Huzurlu olmak istiyorum
Şu kafamı yastığa koyduğumda düşünecek derdim olmasın istiyorum
Uyandığımda yeni bir sorunla boğuşmayacağımı bilmek istiyorum
Artık üzülmek istemiyorum yeter 
Canım çıktı
Vallahi billahi bak illallah ettim yeter 
Farkındayım çok isyan ediyorum şu an
Şükretmiyor muyum hiç
Tabiki de ediyorum
Etrafıma baktığımda benden berbat durumda olanları da biliyorum
Savaş sorunları, açlık sıkıntıları, kimsesizlik, hastalık
Ben hepsinin farkındayım
Eyvallah çok şükür hepsinden iyi durumdayım
Ama şu içimde anasını sattığımın huzursuzluğu yok mu
Ya nefes aldırmıyor bana nefes
Rahatlamak istiyorum artık.
Bu üzüldü mü acaba? Şu kırıldı mı? Bu niye böyle yaptı ki?
Bu seviyor mu şimdi? Bunun derdini nasıl çözücez ya?
Bu dersleri nasıl vericez? Ulan bu ay şu parayı nerden çıkaricaz?
Ben şimdi nerden iş bulucam? Bu arkadaşın para sıkıntısını nasıl yapıcaz?
........
Bu sorular var ya sabaha kadar gider ben size söyleyeyim.
Hayır nolurdu yani herkes açıkça istediğini söyle
Sorunlarını dile getirse ne biliyim
Ulan biraz saf olsaydınız nolurdu ya
Herkes bir çakallık peşinde
E noldu şimdi başın göğe erdi mi bari?
Kandırdın beni, üzdün biraz da, inandım hem ben sana
Ne geçti eline?
Ben cidden merak ediyorum bu sorunların cevabını.

Müslüm Gürses dinlemekten iflahımız kurudu be
Sorsan anlattığımda üç beş olay dışında aman aman büyük dertlerim olmayabilir belki
Ama bu insanlığın hali beni çok daraltıyor artık gerçekten
Kimseye mi güvenemicez biz şimdi
Herkese mi bir şüpheyle yaklaşıcaz
Bu da mı oyun oynuyor lan acaba? mı dicez.
Yeter artık vallahi uzak dursun bu tarz her insan benden

Doğrusu dürüstü, adam akıllı ne istediğini söyleyebilecek insanlar olsun etrafımda
Yalanla dolanla işi olan bi siktirip gidebilir mi?
Silip atmam gereken çok insan var bunu bir kez daha iyi anladım.

Neyse bugünlük isyan kotamı da doldurduğuma göre gidebilirim artık.
Bu ne dedi ya şimdi?
Neyin kafasıydı bu?
Ne anlatıyor bu dengesiz ?
Bak hele bak yine atara gelmiş...
Diyen demeyen okuyan okumayan herkese teşekkürlerimi bir borç bilirim.
İyi geceler sevgili kardeşlerim

Bu da gece yarısı hediyesi olsun




3 Ekim 2014 Cuma

Bu Da Benim Sana Ayrılırken Hediyem Olsun

Her güzel şeyin bir sonu var
Hoşgeldin yeni yaşam
Gelen gideni aratır diye de boşuna dememişler bence
Saçmalıyorsun hayır hayır bu konunun içeriği bu olmamalı kendine gel
Saçmalıyorum
Çok uzun süredir hem de hiç olmadığım kadar
Ne yapacağımı bilemiyorum
İçimde hep bir huzursuzluk
Bir tarafım iyi ki diyor bir tarafım keşke
Bir an çok mutluyum kahkahalarla
Bir an salya sümük ağlamaklı
Bir ara git diyorum
Sonra salak mısn yapamazsın ki

Nasıl anlatabileceğimi bilmiyorum
Hangi kelimeyi kullansam eksik kalacak onu da biliyorum
Ben gibi
Biz gibi
Kocaman bir boşluk gibi
Her şey artık eksik
Ben yine de deneyeceğim 
Beni en iyi sen tanırsın ya belki dilimden anlarsın

Çaresizliğin ne demek olduğunu gerçekten öğrendim ben
Gitmeni istemiyorum mesela
Seviyorum da
Olmayacağını da biliyorum
Oysa ben hep derdim ki sana
"Olmuyorsa zorlama!"
Neden şimdi zorladığımı ben de bilmiyorum.
Yerine bir başkasını koyamayacak olduğum için
Alıştığım için
Hayalini dahi kuramayacağım şeyleri yaşamaya yakın olduğum için
Neyse ne...
Altından kalkamıyorum.
Böylesinin çok zor olduğunu bilmeni isterim.

Ne çok isterdim elimden bir şeyler gelsin
Attığım her adımda arkamda duracağını bileyim
Yine birlikte gülelim mesela
Yazdığım şeyleri yine ilk sen oku
Her şeyin heyecanını ilk sana anlatıp paylaşayım
Go-cartta seni yine ben yeneyim
En özel günlerimizdeki kutlamalar için heyecanlanayım.
Soğuktan üşüyorken yanımda sen olduğun için ısınayım
Gözlerinin içine baktığım için
Sadece gözlerin bana baktığı için mutlu olayım
Saatlerce saçma sapan konuşup gülelim
Yeni yeni şehirler görelim
Omzunda ağlayayım yine sen avut beni
Sımsıkı sarıl bana daha güçlü hissedeyim
Daha anlatamayacağım milyonlarca şey.

En kötü zamanlarımda buldun beni
Arkamda desteğine ihtiyaç duyduğum 
Abimdin, babamdın, arkadaşımdın, dostumdun
Bir de sevdiğim.
Şimdi bana sorarsan en çok hangisini kaybettiğine üzülüyorsun diye;
Abimi ve babamı...
Sevmekten öteydi bizdeki biliyorsun.
Zamanında yapılan hataların bedelini ödemek zorunda kaldık hep
Keşke hiç olmasalardı, keşke hep benim kalabilseydin
Seni sen olduğun için sevmiştim her zaman
Kendine has ne kadar huyun varsa hepsini tek tek öğrenmiştim
Senin için mantı yapmayı öğrenmeye bile çalışmıştım :)
Biliyorsun yemekle aram pek yoktur.

Şimdi gidişini izlemek pek hoş olmuyor anlayacağın
İçimdeki yangını buraya sabaha kadar da yazsam anlatamayacağım
En basitinden çayıma şeker atmak bile canımı yakacak artık
Alışkanlıklar kolay bırakılmıyor
Sen inatla hep çayıma 3 şeker atmaya devam ettin ama
Her bmw gördüğümde ufak bir gülümseme yayılacak yüzüme
Okuduğum her kitabı yine ilk sana söylemek isteyeceğim
Ama olmayacak
Kendime alışveriş yaparken senin içinde bir şeyler bakmayı düşüneceğim
Sonra içim buruk çıkacağım mağazalardan
Biliyorum aynı durum senin içinde geçerli olacak
Frambuaz seven her kızı görünce bir durup düşüneceksin
Sezen Aksu dediklerinde aklına ilk ben geleceğim
Mavi renk sana beni hatırlatacak
Kitapları çok seven bir sevgilin daha olursa
Onu benimle kıyaslayacaksın
Kim bilir belki uzun süre ona kitap alamayacaksın bile
Yerime gelecek her kişide önce beni arayacaksın
Aynı benim seni arayacağım gibi
Ama olmayacak
Hiç kimse ben, hiç kimse bir sen olmayacak
Biliyoruz
Ve bile bile uçurumun kenarına kadar el ele geldik biz
Atlarken ellerimiz ayrıldı sadece o kadar.
Bundan sonrası hep zor
Hep yarım
Hep eksik
Alışacağız
Zamanla her şey biraz daha az acıtacak
Ama hiçbir zaman unutmayacağız
İkimizin de kızının ismi aynı olacak mesela ben buna eminim.

"İleride bir gün karşıma çıkarsan seni bu kez asla bırakmam ama şimdi olmaz.Gitmelisin..."

İçim çok yanıyor ama şimdi gitmeliyim.








4 Eylül 2014 Perşembe

Bir Parça Hüzün

Soruyorum kendime neden bu kadar çok okuyorum
Okumak istiyorum ya da nerden geliyor bu okumak alışkanlığı ailende kimse okumazken… 
Önceden bir cevap bulamazdım artık biliyorum. 
Okuyorum çünkü günün yorgunluğunu kırgınlığını kitaplarla atıyorum. 
Okuyorum çünkü kitapların beni yalnız bırakmayacağını biliyorum. 
Okuyorum çünkü zamanı ancak böyle değerli kılabiliyorum. 
Dinleniyorum. 
Gerçek manada kitapların beni dinlediğini biliyorum. 
Herkes hep der ki çok yüksek sesle konuşuyorsun, biraz daha sakin konuş. 

Ben de derim ki yapı meselesi. 
Artık onun da cevabını biliyorum. 
Duyulmama korkusuyla bağırıyorum. 
Sanıyorum ki ne kadar yüksek sesle konuşursam o kadar duyarlar beni. 
O kadar iyi anlarlar. 
Öyle değilmiş daha iyi anladım. 
Şimdi daha çok okumak istiyorum. 
Daha çok anlamak istiyorum anlaşılmaktan ziyade. 
Bugün hem kendim hem de sesi çıkmayanlar için okuyacağım. 
Konuşan ama aslında duyulmayanlar için. 
Anlaşıldığını sanan ama aslında anlaşılmayanlar için. 
Biraz da dayanabilmek için
Hem insanlara hem yeryüzüne… 



12 Ağustos 2014 Salı

Bu Gece

Bazı geceler yalnız kalırsınız. 
Tüm yalnız kalışlarınızdan farklı olur bu. 
Hem birileriyle konuşmak ister hem de tam tersi tüm dünyaya karşı susmak istersiniz
Zaman ilerlemez mesela
Şarkılarla kendinizi avutursunuz
Birkaç şarkı sözünde kendinizi bulup daha da hüzünlenirsiniz.
Geçmeyecek bazı şeyler vardır
Ve geleceğini gördüğünüz kötü günler...

Öyle bir gece işte bu sevgilim.
Hem sana ihtiyacım olup hem de senden kaçmak istediğim bir gece
Her zaman her şeyin altından kalkıp güçlü olamıyorum
Biliyorsun güçlü olmak da istemiyorum.
Birkaç huzurlu an ve birkaç küçük mutluluk.
Yetebilirdi.
Böyle olmadı.
Olabilirdi, biliyorduk, beceremedik.

Özür dilerim sevgilim.
Kalbimi sana verirsem yeter sandım
Yetmedi.
Bazen her şey çok sevmekten
Bazen de sevgini gösterememekten.
Küçük bir kız çocuğuyum ben,
İlgiye, korunmaya ve sana ihtiyacı olan.
Göremedin.

Kalp kırıklıkları olan bir insan
Pamuklara sarılıp saklanması gereken bir insandır
Hiçbirimiz bunu beceremedik
Parçalanacağımı bile bile gelmiştim ben
Bile bile sevmiştim
Kollarına teslim etmiştim kendimi
Pişman değilim ama;
Kırgınım.
Üzgünüm.
Yorgunum.

Keşkelerim var söylemek istemediğim
İçime attıkça içimi parçalayan
Nefes almamı zorlaştıran.
Sevgim var bir de kocaman
Ama sana yetmeyen.
Sen varsın bir de 
Hep yanımdaymış gibi olan 
Aslında en uzağımda duran

Bugün sana bunları anlatmam gerek
Kimseye anlatamadıklarımı
Sana söylemem gerek
Yoksun
Acı olan da bu zaten
Gidiyorsun ve ben bunu görüyorum
Elimden bir şey gelir mi bilmiyorum
Açıkçası hiçbir şey yapmak istemiyorum
Yirmi yaşında gibi görünen aslında altmışını çoktan geçmiş
İhtiyar bir yüreğim var benim

Kelimelerle anlatamayacağımı bile bile uğraşıyorum
Durmadan konuşuyorum sana
İçimdekileri döküyorum
İşe yaramadığını görüyorum
Ancak pes edemiyorum
Vazgeçersem kaybedeceğimi biliyorum
Aslında çoktan kaybetmişim 
Görmek istemiyorum
Karanlıktan korkuyorum
Gidersen karanlıkta kalacağım.
Söylemeye çekiniyorum.

Birlikte olursak her şey düzelir sanmıştım, 
Tüm acıların üstesinden gelebiliriz sanmıştım, 
Canımı yakabileceğini düşünemedim.
En büyük dermanım senken
Derdim olabileceğini bilemedim.
Orada tam karşımda gibisin ama
Dokunamayacağım kadar uzaklara gittiğini biliyorum.
Elveda demek zor sevgilim
Ben demeyeceğim.
Birinin gidişini izlemenin ne kadar zor olduğunu 
İlk 7 yaşımda öğrendim.
Zamanla alışırım sandım, alışamamışım.
Gidişini izlemek beni parçalıyor.
Susuyorum.
Çünkü söylemem gereken her şeyi söyledim ben.
Aslında yapmam gereken her şeyi yaptım.
Bundan sonra durup izlemek bana yakışan
Kısacası;

"Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme Lavinia"


6 Ağustos 2014 Çarşamba

Eksik Bir Şeyler

Bu gecenin şarkısı kesinlikle bu olmalı


Çok fazla gülüp eğlendiğiniz, arkadaşlarınızla mutlu olduğunuz dakikalarda hiç yüreğinizin ortasına bir şey oturduğu oldu mu? Soluğunuzun kesilmesi, yutkunmakta zorlanmanız, ne yapacağınızı bilememeniz vs. Sanırım bana birkaç defa oldu. Bu en etkilisiydi belki de. Bunu üzerimden atabilmem biraz zaman alacak gibi duruyor. 

Yokluğuyla başa çıkmakta zorlandığınız şeyler yüzünüze aniden vurulduğunda ne yapacağınızı bilemezsiniz. Nitekim ben de bilemedim. Kasıtlı olarak yapılmadığını bildiğimden birazda kızacak kimsem olmadığından çaresiz kaldım. 

Çok daha küçükken böyle şeyler yaşadığımda çok sinirlenirdim. Bunu yapan insana bilsin, bilmesin yaptığı şeyden dolayı hemen kinlenirdim. Bana kötü davranmak için yaptığını düşünürdüm. Ancak zaman geçtikçe ve yaşım ilerledikçe kızmamaya başladım. Kimsenin bunu bilerek yapmadığını biliyordum. Yine de bugün canım çok yandı.

Arkadaşım bir konu hakkında bir şey öğrenmemi istiyordu. Ben de öğrenebileceğim kimse yok dedim. Bir arayıp sorsana dedi. Kime sorayım ki nasıl soracağım dedim. (Yaşadığım olayı bildiğini düşünerek.) İki dakika arayıp merak ettim ya diye sorsana dedi. Arayamam malesef dedim. Önce anlamadı sonra diğer arkadaşların kaş göz yapmasıyla her şey anlaşıldı. Ortamda bir gerginlik, bir üzüntü, belki de bir acıma. O an içime oturan o acının sanırım bir tarifini yapamayacağım. Hiç bu kadar çok etkilenmemiştim. Bazı duygularımı kaybetmiştim kendime karşı. Sevdiğim bazı insanları aramak, konuşmak, sesini duymak gibi. Üzerinde biraz düşününce ne kadar çok eksik kaldığımı gördüm.

Bilmediğiniz şeyleri soracağınız, büyük, güvendiğiniz birinin olması aslında çok büyük bir nimet. Bunu kaybettiğiniz an büyümeye başlıyorsunuz. Olgunlaşmak zorunda kalıyorsunuz. Birçok şeyi çok küçük yaşlardan beri kendi kendime yapıyorum. Mesela 11 yaşındayken evin faturalarını bile ben ödemeye giderdim sokakta arkadaşlarım oyun oynarken. Erken büyümek o kadar da iyi bir şey değilmiş aslında. 

Bazı şeyler hep eksik kalıyor ne yaparsanız yapın. Elinizde olmadan kaybettiğiniz insanlar için ne kadar dövünürseniz dövünün pek faydası olmuyor. Bunu yapan arkadaşım hiç farkında olmadan yapmıştı fakat içimde hangi büyük taşların yerinden oynadığını bir tek ben biliyorum.


5 Ağustos 2014 Salı

Sürpriiiiz :)

Sürprizleri çok sevdiğimden bahsetmiş miydim hiç? 
Sürpriz yapmaya da bana yapılmasına da bayılırım. Birini mutlu edecek şeyler hazırlarken ondan daha çok mutlu olduğum bir gerçektir. Bana sürpriz yapıldığı zaman da ne olduğu hiç ama hiç önemli değil birinin beni düşünerek bunu yapmış olmasına çok seviniyorum. 

Bir insanın yüzündeki gülücüğün sebebi olmak o kadar güzel bir şey ki. Terapilerin en büyüğü belki de. Bir insana seni unutmadım, seni düşünüyorum, hepsi senin için hissi verebilmek mükemmel. Tavsiye ediyorum. Sevdiklerinizle bağlarınız daha bir güçleniyor emin olabilirsiniz.  

Küsmek bana göre değil bunu çok iyi biliyorum. Hayatımda şimdiye kadar, bir kişi hariç, hiç kimseye küsmedim. Sanırım bununla gurur duyuyorum. Hiç kırılmadın mı diye sorarsanız bolca kırıldım ancak unutmaya çalıştım. Bir sorunu ne kadar uzun süre etrafımda hissedersem o derece huzursuz oluyorum. Bir arkadaşımın bile sevdiği biriyle darıldığını duyayım hemen içim kararıyor. İstiyorum ki herkes herkesle iyi anlaşsın. Pek mümkün değil tabiki. 

Konu dışına çıkmayayım en iyisi :) Kendimi bu konuda Sunay Akın'a çok yakın hissediyorum. Kendisi de bir şey anlatırken birden fazla konuya atlamakta bir usta :) fakat bunu tam tadında yapıyor. Yine konudan saptım sanırım...

Demem o ki sürpriz yapın; uzun süredir konuşmadığınız birini arayın, sevdiğiniz birine durup dururken özlediğinizi yahut sevdiğinizi söyleyin, kendinize bir şeyler alırken yakın arkadaşınıza da beğenebileceği bir şey alın, uzun uzun içinizdekileri anlatın bir anda, komik bir anınızı ya da. Siz de mutlu olacaksınız bu durumdan. Çünkü hayatta her şey sevilmekten ibaret değil. Sevdiğiniz zamanda pek ala mutlu olabilirsiniz. En azından ben böyle düşünüyorum ve hissediyorum :)

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Bir Bakar Mısınız Bayım?

Hala acıyor kırılan yerleri kalbimin...

Zaman geçtiği zaman geçmeyeceğini öğrenecek kadar çok büyüdüm. Etrafımı gözlemlemeyi öğrendim. Zamanla insanların nasıl değiştiğini gördüm. Zamanın bizi nasıl yendiğini.
Bir de seni...

Anlatmalıyım. İçimde biriken her şeyden bahsetmeliyim. Ama kime? 
Kendimle mi yarışıyorum seninle mi?
Zamana mı küskünüm sana mı?
Acılarımın ilacı sen misin yoksa ben mi öyle olsun istiyorum.
Pişman mıyım? Pişman mısın?

Sorularımla senin hala bıraktığın yerdeyim. Görüyor musun beni? Sahi bazen merak ediyor musun? Ben seni her an düşünüyorum. Hala attığım her adımı sana göre ayarlıyorum. Zaman bizi yendi ancak bendeki seni henüz yenemedi. 

İnanmalıydım sana ve inandım. Hiç kimseye olmadığı kadar çok hem de. Teslim ettim kendimi. Bilmediğin ne çok şey vardı halbuki. Bilmek istedin mi? Durmadan anlatmak istedim oysaki ben. Sonra fark ettim ki dinlemiyorsun, duymuyorsun sesimi. Sustum ben de. Kimseye olmadığı kadar çok sustum sana delicesine anlatmak isterken. 

Denedim bitirmeyi.
Unutmayı.
Zamana bırakmayı.
Sensizleştim.
Sensizleştikçe sessizleştim.
Sessizleştikçe sevgisizleştim.

İçimde bıraktığın boşlukla öylece bekliyorum.
Beklemek en büyük cezaydı bana verdiğin.
Ki hiç sevmezken beklemeyi.
Sevdim.
Ucunda sen olduğunu bildiğimden sevdim.
Zaten sana dair neyi sevmedim ki?

Bir yanım eksik.
Görüyorsun ya hep yarımım.
Gelip tamamlamak istersen diyorum buradayım.
Yokluğunda yarım kalan masalı geldiğinde yine tamamlarız.
Biliyorsun işte.
Konu senken imkansız görünmüyor hiçbir şey.
Bayım; 
Yeniden sevebilir miyiz bu kırık kalplerle?



21 Temmuz 2014 Pazartesi

Bugünden Kopanlar

Hayat her zaman beklentilerinizi karşılamaz önce bu konu da bir anlaşalım.

İnsanlar böyle yüzleri gülerek uyanıyor filmlerde, sevinçle pencereye koşup doğan güneşe gülümsüyorlar, hafif bir rüzgar esiyor sonra gıdıklanır gibi hoşlarına da gidiyor falan filan. Eee nerde bunun gerçek hayattaki karşılığı? Mutlu uyandığım o kadar az sabah hatırlıyorum ki. Saysam bir listeye sığarlar. Hayatım şu son dönemi somurtmakla yahut birilerinin yaptığı aptalca şeylere canımı sıkmakla geçiyor. Halbuki oldukça fazla gülen bir insanım, mutlu insanları severim. Somurtan insanlardan hep uzak durmaya çalıştım çünkü enerjimi düşürdüklerine inanırım. Ancak nedense ben şu son günlerde oldukça fazla mutsuz dolaşıyorum. Boş ya bomboş geliyor birçok şey. Okuyarak vaktimi geçiriyorum farklı dünyaların içine girebilmek için o da bir süre sonra etkisini kaybediyor. 

Mutlu aşk falan yalan hikaye bence. İlk başlarda bu canım cicim ayları var. Sonra her şey senin karşındakine ne kadar tahammül edebildiğine bağlı. Eğer sabırsız bir insansan, tahammülün yoksa artık ipler kopuyor. Sonra ne yaparsan yap açılan yaraları kapatmak mümkün olmuyor.

Nefes almaya ihtiyaç duyuyorum bazen. Duvarların üstüme geldiğini, insanların boş işler peşinde koştuğunu ve beni daralttığını hissettiğim her zaman kaçtım. Evet kaçmak korkaklık gibi bir şey belki ama gururla söylüyorum kaçtım. Girilmesi baştan saçma olan bir savaş için kalamazdım. Sizi anlamayacak insanlarla vakit kaybetmeyin, onlara bir şeyler anlatmak için uğraşmayın çünkü anlamazlar. Hele ki kendi bildiğini tekrarlayıp duran papağanlarla bu tarz tartışmalara maruz kalıyorsanız kaçabildiğiniz en uzak yere gidin. Sizi yorarlar, canınızı bile çıkarırlar. Beni çok yordular. Bu sebeple artık kaçmak bana korkaklık gibi gelmiyor. Aksine şimdiye kadar gösterdiğim cesaretimin sonucunda bu, kendime verdiğim bir ödülmüş gibi.

Böyle zamanlarda konuşacak birini bulamamakta kötü. Kime ne anlatacaksın. Şahsen ben artık kimseyle konuşmak istemiyorum, kimseye derdimi anlatmak istemiyorum. Yarın bir gün, kuyruk acısıyla kimin size ne zararlar vereceğini bilemezsiniz. Kimse hakkınızda fazla şey öğrenmemeli bence. Ben bununda zararını çok çektim.

Sanırım şu hayatta en sevdiğim/sevmediğim yönüm unutmak. Evet öyle unutkan bir insanım ki artık bunun bir sınırı yok. Kitap okumak için ayağa kalkarım hangi kitabı alacağımı unuturum. Arkadaşıma buluşmak için söz veririm, gününü saatini unuturum. Bilgisayarı açarım bir işimi yapmak için o işin ne olduğunu unuturum, yemek yemeyi unuturum bla bla bla... Daha bir sürü şey. Fakat bazen de unutamadığım oluyor. İnsanları, anıları, yüzleri, yaptıklarını. Unutamamak insanlara verilmiş en büyük ceza bana kalırsa. Düşünsenize, aklınız çıkıyor ama onlar çıkmıyor aklınızdan. Bugüne kadar unuttuğum şeylerin cezasını pek çektim diyemem ancak unutamadığım şeylerin acısını hala çekiyorum. 

Bazen canın sağ olsun diyebilme cesaretini göstermek gerekir. Sevgi her şeyin üstesinden gelmez belki ama üstünü örtebilmelidir. 

BU DA BENDEN OLSUN

20 Temmuz 2014 Pazar

Zamansızlık

Bir zamansızlığın içinde buldum seni farkında mısın? Sen varken etrafımdaki hiçbir şeyi görmüyor gözüm. Sen varken hayat duruyor diğerleri için. Sadece sen oluyorsun. Sadece sen varsın bu dünyada. Ve evren senin önünde eğilip kalıyor. Farkında mısın?

Daha önce birileri de böyle senin gibi sevilmiş midir dersin? Birileri yanındayken dahi seni böyle özlemiş midir? Bu kadar sonsuz bu kadar büyülü olduğuna inanmışlar mıdır? Söylesene böylesine zamanı durdurmaya nasıl yetiyor gücün? 


Ben seninle var oldum, seninle tamamlandım, seninle bir bütünüm ve vakti geldiğinde seninle yok olacağım. Biliyorsun bir kere sana karıştım ayrılmanın mümkünü yoktur. Ki zaten gitsen bile hep benimle olacaksın. Ruhuna mühürlenmiş yüreğim. Hiç kaybeder mi bu kalp senin izini?



Kıskançlığı yeniden yazıyorum ben seninle sevdiğim görmüyor musun? Hayatındaki bir saniyeni dahi bir başkasıyla geçirdiğinde ben çıldırıyorum. Çünkü sen bana ait olmalısın her şeyinle. Yalnızca ben. Hayatın, kalbin, aklın, ruhun, bedenin ve en önemlisi kokun sadece benim olmalı. Çünkü biliyorsun bir başka ihtimalde dünyayı yerinden oynatabileceğimi. 

Neredeydin şimdiye kadar diye sormayacağım sana. Bunca yalnızlığımın acısını çıkarmayacağım senden. Sorsan hatırlamıyorum senden öncesini bile. Adınla sesleniyorken hayatımdaki herkese ve duyduğum her ses senin sesinmiş gibi, gördüğüm her yüz senmişsin gibi oluyorken nasıl kıyabilirim ki böyle sevdiğime.


Boşverdim ben öncesini sonrasını. Şu anıma bakıyorum yalnızca seninle. Çünkü sen varsan her şey tamam. Çünkü sen varsan her şey çok daha kolay. Sen varsan hayat daha çekilebilir bir hal alıyor. Duyduğum şarkıların bile melodisi daha bir güzel geliyor seninle. Tek istediğim kal şu an olduğun yerde. Hiçbir yere gitme. Çünkü gidersen paramparça olacağım. Çünkü gidersen nefes almam biraz daha zorlaşacak. Gitme. 


Zamansızlığınla geldin. Her şeyimi alıp çekip gitme.




13 Temmuz 2014 Pazar

Hem Biliyorum Hem Bilmiyorum

Hemen şu an anlatsın birileri bana
Anlayamadığım ne varsa anlatsınlar
Benim olmayanlar neredeler bulsunlar
Ve kim onları benden almışsa hepsini vursunlar

Gidenlere de bir zahmet sorsunlar
Hiç geriye dönüp bakmışlar mı?
Arkada kalanlar hiç koymamış mı?

İç sızlatacak ne kadar cümlem varsa
Hepsini sakladım senden sonra
Kalanlarla gelenleri karıştırmamak adına
Koyuyorum seni kalbimin en ücra noktasına

Ve sen unut artık bana dair ne varsa
Daha kolay olur belki,
Arkandan söverken geçmişi unutmak.
Gözlerini bir çırpıda kalbimden çıkarıp atmak.

Sahi o gözlerin var ya...
Gözlerin işte canım,
Kimse gibi bakmayan gözlerin
Canımı böylesine yakan gözlerin
Peki şimdi hangi kahpenin vücudunda izlerin?

Geçmişimde ne kadar sen varsa
Ne kadar senli cümlem varsa
Hepsini tek bir seferde yakarım.

Kolayda olmaz öyle sandığın kadar
Geçmiş bu...
Her duvara, her dokunuşa sinmiş geçmiş
Üzerinden geçilmiş kalplerin cehennemi gibiymiş ellerin
Bilemedim.
Kalbimi en hevesli aşığın olarak ben teslim ettim

Bir daha benim olmayacaksın öylesine
Ve ben sende böylesine deli kalmayacağım
Her şey bitip giderken
Arkadan çaresizce durup ben izlerken
Mesela bazen de hıçkırıklara boğulurken
Sen anlamazdan gelip dönüp gitmeye devam edeceksin.
Biliyorum işte.
Dün gibi, adım gibi, sen gibi

Sana dair ne varsa biliyorum.