18 Mart 2015 Çarşamba

Özlemek Kötü Biri

Şimdi ben bunları neden yazıyorum, nasıl yazıyorum, niye yazıyorum?
Bunların bir önemi yok
Gördünüz
Geldim
Girdim
Yazdım
Siz de okudunuz
Allah razı olsun ya
Valla bak burda ciddiydim dalga geçmedim
Bazılarınız böyle üşenmeyip girip okuyunca ben mutlu oluyorum
Yalnız değilsin lan diyorum
Hiç tanımadığın insanlar okudu seni
Belki de birkaç satırına güldü
Senin üzüldüğün yerlere onlar da üzülmüş olabilir
Sevdiğin şarkıları sevmişlerdir belki
Ya da ne biliyim
Yine saçmalamış lan bu
Hayatımın birkaç dakikası yine boşa gitti demiş de olabilir
Ona da eyvallah
O da sağolsun

Konu bu değildi bak yine saptırdınız
Ayıp!

Özledim ben galiba ya
Baktığım her yerde görüyor olmamın
Geceleri uykumun kaçıyor olmasının başka bir açıklaması olamaz çünkü
Psikopat gibiyim
Birkaç şarkı sözünden çıkarım yapıp
Şimdi acaba başı mı dertte benim içime niye öküz oturdu ki
Ay bak yine daraldım kesin bir şey oldu
Yardımıma mı ihtiyacı var 
Diye düşünmek
Çok berbat cidden

Halbuki aklına bile gelmiyorum bunu da biliyorum
Umrunda değilim lan
Öyle düşünün
Ben niye hala böyleyim onu sormayın ama
Zaaf denen bir şey var ki evlerden ırak
Zaafımsın lan benim
Karşı koyamadığım
Hayır diyemediğim
Unutamadığım
Unutamayacak olduğum
Yerini dolduramayacağım bir zaaf
Sen ne desen ben tamamım
Sen şu gün arasan daha telefon kapanmadan ben ordayım
Tamam biraz abarttım ama birkaç saate kesin ordayım
Aramızdaki mesafeleri uçarak gelebilsem keşke
Sen varken sana seni sevdiğimi bu kadar söylemeyen ben
Sen gidince bir aşk böceğine dönüştüm ki sorma gitsin
İçimde kalanları buralarda anlatıyorum işte
Önceden bu yazdıklarımı ilk okuyan sendin
Şimdi haberin var mı okuyor musun onu bile bilmiyorum
Eğer okuyorsan çok özledim
Haberin olsun
Dayanamayacağım kadar çok
Kalp atışlarımın arasına sıkışmış
Göğüs kafesimi delmeye çalışan
Nefes alış ritimlerimi bozan bir özlemek
Sen böyle düşün
Ben böyle anlattım çünkü

Ben kendimi tanıyamıyorum bazı geceler
Sen uyuyorsun
Sen yokken ben uyuyamıyorum
Bilmiyorsun 
Gözümü açtığım bazı günler rüyalarımda olduğunu anımsıyorum
Sen başkası uyansın diye bekliyorsun
Ben hala duyduğum şarkılarda bu onu çok severdi diyorum
Sen başkasının sevdiği şeyleri öğrenmeye çalışıyorsun
Önceden benim için yapardı bunları diyorum
Sen belki o günleri hatırlamıyorsun 
Üzerinde hala bana ait olan eşyalar
Ben senin eşyalarına dokunmaya kıyamıyorum
Hala bıraktığın yerde bekliyorlar
Benim gibi
Malız biz 
Valla bak
Bunun başka bir manası yok


Şimdi arasına sıkıştığım bu iki şehirde çok anlamsız
Tüm yaşananlar
Yaşanacak olanlar
Zamanın getirdikleri ve götürdükleri
Birbirinin aynısı olan saçma sapan birçok gün


Ne olurdu benim için gelip kalmış olsan
Ne olurdu bir kez daha sevebilmiş olsan
Demeyeceğim!
Sevme
Gelme de
Eskisi gibi olmayacak
Bakma bunları yazdığıma da
Evet çok değiştim
Fakat bu huyum hala değişmedi
Anlıyordun sen biliyorum hala görsen anlayacaksın
Onu da benim gibi anlama yeter
Ona da bana yaptıklarını yapma yeter
Diyebilmeyi ve senin buna saygı gösterebilecek olmanı da çok isterdim 
Ancak
Böyle olmayacak
Sen yıkabileceğin o duvarları çoktan yıktın zaten

Şimdi sırada benim kendi tabularım
Zaaflarım var
Az kaldı biliyorum
6 ay geçtiyse bir 6 ay daha geçer
Öldürmeyen Allah öldürmüyor neticede
Süründürüyor
Orası ayrı


13 Mart 2015 Cuma

Yeter Ulan!

Önceden yağmurdan kaçar, hemen saklanacak bir yerler arar ıslanmamaya çalışırdım. Islandığım zamanlarda kendimi hiç olmadığım kadar kötü hisseder hatta modum düşerdi. 

Birkaç gün önce olan bir yağmurda yine fark ettim ki hızlı adımlarla yürüyorum, kaçacak bir yerler arıyorum. Durdurdum kendimi aniden. Adımlarımı yavaşlattım, olabildiğince aheste yürümeye çalıştım. Kulağımda her zaman olduğu gibi kulaklığım, müziğimi dinleyip etrafta kaçışarak ıslanmayacakları bir yer arayan insanları izledim. Ben onları izlerken, onların da bana, bu kız neden böylesine yavaşça yürüyor, diye şaşkınca baktıklarını fark ettim. Normal şartlarda evet anormal bir şey yapıyordum çünkü yağmur çok hızlandı ve tabiri caizse bardak boşanırcasına yağıyordu. Neredeyse birkaç dakika içerisinde sırılsıklam olacaktım. Ancak umrumda bile değildi. Aksine o kadar mutluydum ki. Hiçbir şey düşünmeden sadece yağmurun vücudumda bıraktığı etkileri düşündüm. Müziğime daha çok kulak verdim bana hissettirdiklerini düşündüm. O an resmen farklı bir boyuttaydım. Dünyanın herhangi bir köşesinde değil de çok daha başka bir yerde. Bu an hiç bitmesin dediğim nadir zamanlardan biriydi. Ki böyle zamanlar genelde hep başkasına bağlı olarak gerçekleşirken o gün ilk kez kendiliğinden sadece bir yağmur altında ıslanmayla gerçekleşmiş olması beni daha da çok  mutlu etti. Evin önüne geldiğimde inatla içeri girmedim. Kapının önünde durup ıslanmaya müziğimi tekrar tekrar dinlemeye devam ettim. İçimdeki dans etme isteğini durduramayıp; kollarımı açıp, gökyüzüne kafamı kaldırıp, etrafımda birkaç kez döndüğümü de itiraf etmeliyim. Sanki özgürlüğünü yeni kazanmış bir esir gibiydim. Sanki ruhumu o kafesinden kurtarmış, göğsümü gere gere yağmur sularıyla yıkıyor gibiydim. Zaman ve mekandan tamamen bağımsız. Huzura kollarımı açmıştım.



Hiç kimse umrumda değildi. İnsanlar ne der ya da ne düşünür diye bir derdim yoktu çünkü orada o an benden başka hiç kimse yoktu. Olsa bile yoktu. O kadar bağımsız, o kadar özgür ve o kadar mutluydum. Buna ihtiyacım olduğunu ve çok uzun zamandır neden yapmadığımı anlayamadım. Kendimi sorguladım. 

Sonra dedim ki; hep içinden ben özgürüm dersin, insanlar ne der umrumda değil dersin, onlar konuşsun dursun ben yapacağımı yaparım dersin ama öyle olmadığını sende fark ediyorsun. Neden kendinle çelişiyorsun? Neden yapmak istediklerini erteliyor, o an içinden geçen neyse onu yapmıyorsun? Bırak insanlar ne derse desin. 

O gün yağmurda ıslandığımı ve çok mutlu olduğumu söylediğim hiç kimse beni anlamadı. Ayy deli misin ya hasta olursan, git hemen üstünü değiştir, şuna bak sırılsıklam olmuşsun, ıslanmak yazın güzel ya kışın değil... Gibi saçma sapan bir sürü cümle duydum. Kimse o an ki mutluluğumu, huzurumu, içimde kopan fırtınaları anlayamamıştı. Çünkü kimse ben değil, kimse benim hissettiklerimi hissetmedi ve hissedemez. O halde neden onların düşüncelerine göre hareket ediyorum ki? Neden onlar ne der diye düşünüyorum. Onlar ne der diye düşünmeden kendi istediğim için yaptığım birçok şey de hep daha mutluydum. En azından ben yaptım, benim sorumluluğumda sizi ilgilendirmez diyebildim. Şimdi bundan vazgeçmem için bana tek bir neden söyleyin?

Ya insanlar beni yanlış anlarsa
Ya bana kötü gözle bakarsa
Ya ben yanlış bir şey yaparsam
Ya beni sevmezlerse
Ya ya ya...

Hiçbiriniz umrumda bile değilsiniz.

Beni yanlış anlayabilirsiniz, doğrusunu ben bildikten sonra
Bana kötü gözle bakabilirsiniz, bunu pek umursamam
Ben yanlış yapabilirim, çünkü insanım doğamda var
Beni sevmeyebilirsiniz, en az benim sizi sevmediğim kadar
Ve buna benzer birçok cümlenize vereceğim cevabım bu olacak

Ben buyum, böyle yaptım, böyle yapacağım
Pişmanlıksa benim pişmanlığım
Yanlışsa benim yanlışım
Seçimse benim seçimim
Zararı da yararı da bana.
Şimdi hepiniz önce kendi kapınızın önündekileri süpürün
Sonra belki bana dil uzatmaya hakkınız olabilir

Özgürlüğün tadını bir kere aldım, bırakmaya hiç niyetim yok

Bunlar da o gün dinlediğim şarkılardan birkaçı...





8 Mart 2015 Pazar

Bazı Filmlerin Yan Etkileri

Bir gecede iki film izlemek pek hoş olmuyormuş arkadaşlar insanın dengesini alt üst edebiliyormuş. Hele ki konuları beni derinden etkileyecek iki filmse ben, ben olmaktan çıktım.

 Sakin olun yine ağlayamadım.
Demeyi bende isterdim ama resmen 5 aylık lanetimi bozdum.
Öküz gibi ağladım
Bağıra bağıra
Çok şükür ki kimse uyanmadı
Birilerini rahatsız etmekten çok ağlamamın bölünmesinden korktum
Canım çıkana kadar ağladım
Yorulana kadar
Nefes alamayacak duruma gelene kadar
Organlarımın içeride büzüştüğünü hissettim
Hatta ağladım dememe gerek yok şu an hala ağladığımı da itiraf etmeliyim

Canımın bu kadar çok yandığını hissettiğim nadir anlar var
Bu da onlardan bir tanesi
Gerçekten içeride bir yerim o kadar çok acıyor ki
Adına kalp mi diyorlar her ne bok diyorlarsa
Ben tanımlayamasam da çok acıdığını biliyorum
Ne zaman geçeceğini de bilmiyorum

Evren bana bugün bu filmlerle neyin mesajını verdi bilmiyorum ama
İkisinde de üçlü bir ilişki olduğunu itiraf etmeliyim
Bir erkek, yeni sevgilisi ve vazgeçemediği eski sevgili

İlk filmde sarışın bir hatun vardı uyuz oldum ona
Sen nasıl kabul edersin yeni sevgilinle onun eski sevgilisini
Siz nasıl üçünüz bir arada yaşayabilirsiniz
Nasıl sen sevgilisinin eski sevgilisi olan kızla sevişebilirsin bir kız olarak
Burda kızlığına vurgu yapmıyorum
Sevgilisinin eski sevgilisi olmasından bahsediyorum
Tamam biliyorum şu anda kafalar çok karıştı ama boşverin bir önemi yok
En sonunda üçü de dağıldı koptular falan bitti öyle

Diğer film zaten beni mafetti
Bu nasıl iş arkadaş ya
Evlenmişsin mis gibi bir hayatın var
Görüyorsun eski sevgilini pat işler alt üst oluyor
Sonra gelsin eski sevgilili kaçamak geceler
Gitsin karının ağlamalı geceleri
Kızdaki büyük cesaret yalnız
Gitti kocasının eski sevgilisiyle tanıştı, başka bir isimle falan
Oturdu o hatunun karşısında, kadının kocasıyla yaşadıklarını onun ağzından dinledi
Bu nasıl bir kalp, beden, ruh
Nasıl dayandın sen buna zalımın kızı
Ben düşüncesine bile tahammül edemezken
Sonra dramatik mutlu bir son yaşandı falan

Filmlerin isimlerini söylesem mi bilemiyorum
Sağlam spoiler vermiş olacağım ama söyleyeyim bari
O kadar yazdık
İlk film Barcelona Barcelona
İkincisi Aşk Kırmızı
Tamamen spontane bir gelişmeyle izledim
Aklımda olmayan iki filmdi
Aşk Kırmızı filmine ağlanır mı lan salak mısınız diyen ben
Hala öküz gibi ağlıyorum
Gelin görün ki filme değil
Kendi hayatıma

Bununla benzer bir durumum tabi ki yok 
Ama geçmişte yaşanan şeyleri düşündürecek kadar çok etkiledi beni demek ki
Aslına bakarsanız bu filme göre ben daha avantajlı olup, 
Vazgeçilemeyen eski sevgili oluyorum
Desem de inanmayın salak mısınız
Tabi ki vazgeçti
Vazgeçmese şu an birlikte olurduk zaten

Sadece ağladığım için gerçekten mutluyum
Böyle biraz aptalca oldu
Canım yanarken aynı anda nasıl mutlu olduğumu anlatayım ben şimdi
Tam 5 ay 11 gündür ağlayamıyorum ben
Boru değil
Adımı kalpsize, vicdansıza çıkaran var
Ruhsuz diyen var
İnsanlığını kaybettin sen diyen var
Kimse bilmiyor ki ben ağlamak isterken ağlayamıyorum.
Bu dünyanın en iyi rahatlatma aracı bence ağlamak
Bir süredir becerememiş olsam da
Artık bu tabumu kırmış bulunmaktayım
Gelin görün ki hiç iyi değilim

Tabi ki birkaç güne geçecek
Hatta belki de sabah uyandığımda yine hiçbir şey olmamış gibi uyanacağım
Oda arkadaşlarımın belki bu durumdan haberi bile olmayacak
Girip burada okuyanlardan birisi oda arkadaşımsa eğer selam söylüyorum ona
Ben böyle öküz gibi ağlarken sen orda horul horul uyuyordun
Vicdansız

NEYSE sakinim

Sonuç olarak böyle saçma sapan bir gece yaşadım
Aslında bir arkadaşımla çok çok keyifli bir sohbette ettim ama ne bileyim işte ya
İlla bir saçmalık patlak verecekti ya
Tam olarak öyle oldu

Tavsiye etmiyorum arkadaşım
Böyle filmleri yarası olanlar izlemesin 
Mal oluyorsunuz sonra benden söylemesi
He sen yine de yok izlicem dersen
İzle
İzle de gör ...

Gidip uyucam şimdi
Siz bunu dinleyin

Çok canlar yakar bu şarkı çok

2 Mart 2015 Pazartesi

My Space

Sadece seni çok özledim. Çok yoruldum artık. Birçok şeyden.
Kendi başıma ayakta durmaya çalışmaktan
Arkama döndüğümde desteğini bulamamaktan
Seni hissetmeye çalışıp bıraktığın boşlukları dolduramamaktan
Sana dair bilmek istediğim ama cevaplarını bir türlü bulamadığım sorulardan
Sadece yanımda olmana ihtiyacım var
Sadece yeniden sana sarılmaya ihtiyacım var
Bir şekilde yeniden varlığını hissetmeye
Çünkü böylesi çok yorucu
İnsan kendi kendinin her şeyi olamıyor her zaman
Kendi doğrularımı kendim bulmak zorunda olmaktan
Her sorunun altından kendi başıma kalkmak zorunda olmaktan
Yalnız kalma korkusunu yenmeye çalışmaktan
Yaptığım iyi şeylerde arkamda durup "seninle gurur duyuyorum" diyen birini görememekten
Bir erkeğin desteğinin nasıl bir şey olduğunu bilememekten
Seninle hiç balık tutamamış olmaktan
Bana hiç uçurtma yapmamış olmandan
Araba kullanmayı öğretmemiş olmandan
En mutlu anlarımda yanımda olamamış olmandan
Hiçbir mezuniyetimi görememiş olmandan
Her özel günümde oturacağın yerin boş kalmasından
Sana hiç yemek yapamamış olmaktan
Seninle başka şehirleri gezememiş olmaktan
Evleneceğim o adamı göremeyecek olmandan
Bana hiç öğüt verememiş olmandan
Seninle oturup dertleşememekten
Sana hiç hediye alamamış olmaktan
Hiçbir doğum gününü kutlamamış olmaktan
İhtiyacım olan anlarda fikirlerini bilememekten
Geçmişini öğrenememekten
En sevdiğin yemekten tut da renge, filme, müziğe, şehre kadar bilememiş olmaktan
Bana dair düşüncelerini duyamamaktan

Seni çok seviyorum dediğini hiç duyamamış olmaktan
NEFRET EDİYORUM
Ve edeceğim. 
Çünkü bununla başa çıkamıyorum.

Bunca sene sonra sadece bir kabus olduğunu öğrenmek isterdim
Gözümü açtığımda her şeyin bir rüya olduğunu
Ama değil
Ve sen yarın sabah gözümü açtığımda yine olmayacaksın
Bundan önceki 3104 gündür olmadığın gibi
Sadece benimle gurur duymanı isterdim
Bir kez olsun işte benim kızım dediğini duymayı
Bunun için neleri feda edebileceğimi bilemezsin
Senelerdir yapmaya çalıştığım tek şey bu
Bundan sonra yapmaya çalışacağım şey gibi
Hala küçücük bir kızım 
Aynı bıraktığın gibi, o kadar küçük
Hatta daha da 
Büyüyorum sandığım her gün biraz daha küçülüyorum
Kendi içimde büyüyen boşluk beni biraz daha küçültüyor

Sadece seni çok özledim.
Kime sarılırsam sarılayım, kime sığınırsam sığınayım geçmeyen bir boşluk
Karadelik gibi
Sonsuz
Seni sonsuz seviyorum